Anasayfa / Uzay / Uzay Kirliliği

Uzay Kirliliği

Uzay kirliliği çevresel sorunlar içerisinde en başta geleni olmasa da gittikçe karmaşıklaşan bir sorun olarak uzay operasyonlarının sağlıklı yapılmasını zorlar duruma gelmiştir. İnsanoğlunun uzaydaki 60. yıllına yaklaştığı uzay macerasında Dünya yörüngesinde terk edilmiş uydulardan, roket fırlatma kademelerinden kalan parçalara kadar pek çok insan yapımı atık madde Dünya yörüngesinde dolaşmaktadır. Hızları 27000 km bulan bu parçacıklar başta uzay istasyonu olmak üzere, her türlü uydu ve uzay mekiğini hatta uzay yürüyüşüne çıkan astronotları dahi tehdit etmektedir. 2000 km yükseklikteki yörünge kısımdaki parçacıkların oluşturduğu akış meteoritlerden daha fazladır.

Son tespitlere göre 500,000 den fazla parçacık yararlı yörünge diye tabir ettiğimiz uzay operasyonlarında sıkça kullanılan bölgede gezinmekte. Bu parçacıklardan çoğunluğu oluşturan kısmı 1 cm nin altında hatta toz zerrecikleri halinde. Bu küçüklükteki parçalar bile aynı kumlama işleminde olduğu gibi aşınmaya sebep olmakta. Başparmak tırnağı büyüklüğündeki bir boya parçası bile bir astronotun koruyucu elbisesini delmeye yetecek hızda hareket ettiğini düşünülürse bunları hafife almamak gerekiyor. Uzay araçları bu nedenle koruyucu kalkana sahip olarak üretiliyor ve hatta her uzay görevinde koruyucu kalkanı değişmesi gerektiği durumlar oluyor. Fakat kalkanın uygulanamayacağı teleskop, güneş paneli gibi  parçalar savunmasız olarak bu parçalık etkilerine maruz kalıyorlar. 10 cm büyüklüğünde bir parçacık ise uyduların çarpışmayı önlemesi için koruyucu manevra yapmasını gerektiriyor. Çarpışma olduğu takdirde ise ortaya yeni parçacıklar ve dolayısı daha fazla atık madde çıkıyor.

Yörüngede dolaşan bir parçacık için üç ihtimalden bahsedebiliriz. Dönüş sırasında oluşan yüksek ısı farkının ve radyasyonun etkileri ile daha küçük parçalara bölünebilir. Dünya çekim etkisi ile daha alt yörüngelere ve sonunda atmosfere girerek parçalanabilir veya dünyanın çekim etkisinden uzaklaşarak uzay boşluğuna doğru kaçabilir. Bu parçacıkların ortaya çıkması ile doğal kuvvetlerin bu parçacıkları temizlemesi arasında hassa bir denge var. Eğer parçacık oluşma hızı temizleme hızından daha fazla olursa bu giderek büyüyen bir sorun halini alabilir. Parçacıkların artması zincirleme bir reaksiyona sebep olabilir ve tüm uyduları tehdit edebilir.

Temizlenmesi yönünde ortaya bugüne kadar pek çok fikir atıldı fakat oldukça maliyetli bu çözümlerden hiçbiri uygulanabilir olarak durmuyor. Bu işin maliyeti yanında hukuksal boyutunda halen ne değil. bugüne kadar uzay operasyonu gerçekleştirmemiş milletlerin, şu ana kadar bu kirliliğe sebep olan milletlerin atıkların yüzünden zarara uğraması durumu veya bu kirliliği kimin temizleyeceği de bir soru işareti. Bu senaryolar senaristlerinde ilgisi çekmiş olacak ki 2013 yılı içinde yerçekimi (gravity) adında bir filim vizyona girdi ve tamda bu durumu konu aldı. İleride bir gün bu senaryo gerçek olursa kısır öngörülerimizle çevreyi ihmal etmemizi oldukça pahalıya ödemek zorunda kalabiliriz.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir