Anasayfa / Aerodinamik / G-LOC Nedir?

G-LOC Nedir?

Jet uçak pilotlarını ilgilendiren G-Loc havacılıkta herkes tarafından merak edilen konulardan biridir. İşte size kısaca G-LOC özeti…

Artan G kuvvetlerine bağlı olarak beyin kan dolaşımının ani ve kritik düzeyde azalması sonucu ortaya çıkan bilinç kaybı, “G – LOC” (G – Induced Loss of Consciousness) olarak tanımlanır.

Bu fenomen ilk olarak İngiltere’de 1.dünya savaşında “havada bayılma” olarak isimlendirildi ve o zamanlar bile bazı askeri uçak kazalarının nedeni oldu. ABD’ de ise G-LOC ile ilk olarak 1922′ deki Pulitzer hava yarışları sırasında karşılaşıldı.

G-LOC, 1978 yılında santrifüj uçuşlarında kişiler üzerinde ortaya çıkışı görüntüleninceye ve F-15 uçaklarında pilotlar tarafından G-LOC’ a bağlı olarak kazaya çok yaklaştıkları rapor edilinceye kadar büyük bir tehdit olarak kabul edilmiyordu. Bu potansiyel tehlike yüksek performanslı uçaklardaki büyük kazaların G-LOC nedeniyle olduğu kesinlik kazanınca, kısa bir süre içinde güncel bir problem haline geldi.

G-LOC olan pilotlarla yapılan üç ankette, en sık karşılaşılan G-LOC nedenleri aşağıdadır.
Ani “G” artışı
Hazırlıksız oluş
Anti-G suit kullanmama
“G” suit bağlantısı olmayışı
Kötü AGSM
Ani “G” artışı

Pozitif G kuvvetinin kan kütlesini aşağı bölgelere çekerek beyine kan akışının yetersiz kalması sonucu, beyin dokularına oksijen ikmali kesilir ve bu süreçte beyin hücreleri öncelikle küçük miktardaki oksijen ve enerji rezervlerini bilinci korumak için bir süre kullanırlar.

Bu zaman periyodu “gizli G-LOC” olarak tanımlanır; belirtisiz olan bu periyot yaklaşık 5 saniye sürer. Bu gizli periyodu takiben, beyin oksijensiz kalmaya devam ederse, G-LOC açık olarak ortaya çıkar.
G-LOC’ın fizyolojik mekanizması tam olarak belli değildir. G-LOC’ın potasyum kanalını aktive eden anoksik değişimlerle ilgili olduğu bilinmesine rağmen, kontrol eden madde kesin olarak bilinmemektedir.

G-LOC’ın Kalp – Damar Sistemine Etkileri: G-LOC’ın kalp-damar sistemine etkisi, basit G stresinin neden olduğu normal değişimlerden farklı değildir. Kalp atım hızı veya ritim bozukluğunun G-LOC oluşumu ile ilgili değil, G stresi ve psikolojik stresle ilgili olduğu belirlenmiştir.

İnsan ve hayvanlarda beyin kan akışının farklı eşikleri mevcuttur. Beyin kan akışının, istirahat seviyesinin % 60’ı civarında bir azalmaya karşın, bir “tampon sınırı” vardır. Kan akışı bu değerin altına indiğinde EEG ve beyin fonksiyonları etkilenir.

Kan akışı azalmakta olsa bile, G-LOC oluşması için kan akımının durması şart değildir. Yüksek G genellikle çok uzun süre devam etmez, kan akışının en çok 15 saniye sonra normale dönmesiyle beynin kansız (oksijensiz) kalma periyodu biter ve doku tahribatı olmadan normal işlevler yeniden kazanılır.

G-LOC BELİRTİLERİ:
Bilinç kaybı ortaya çıktığında tümüyle kas tonüsü kaybolur ve böylelikle baş ve gövde bir tarafa doğru yıkılır. Pilotun uçak üzerindeki kontrolü tamamen kaybolur.
G-LOC oluştuktan sonra gözlenen fizyolojik ve psikolojik belirtiler şunlardır:
İstemsiz kas kasılmaları,
Yüz, kol ve bacaklarda karıncalanma,
Motor koordinasyonun bozulması,
G-LOC olunduğunun farkında olmama,
Uyku veya uykuya dalma hissi.

G-LOC. Sonrası Psikolojik Belirtiler :
Konfüzyon(şaşkınlık) ve yönelim bozukluğu
G-LOC oluşunu inkar
Güvensizlik
Kararsızlık
Mahcubiyet
Kişilik çözülmesi
Öfori (abartılı iyilik duyumu)
Sıkıntı, korku
Eğitime ve eğitici personele karşı negatif tavır alma

G-LOC geçiren pilot, eğer uçak düşmemiş ise yaklaşık 30 saniye sonra uçağa tekrar kumanda edebilir. Fakat uçak kritik bir durumda ise pilotun bu durumdan uçağı kurtarıp kurtaramayacağı şüphelidir.

G-LOC ortaya çıkmadan önceki birkaç saniye içinde tam belirlenemeyen birçok fizyolojik ve biyokimyasal değişimler olmaktadır. Ne zaman insanlık G-LOC’ın nasıl oluştuğunu tam olarak belirlerse, işte o zaman belki de yüksek G’ ye tolerans daha da arttırılacak, G-LOC engellenecek veya G-LOC’ dan kurtulma süresi kısaltılabilecektir.

İlginizi Çekebilir

IMG_8723

Havacılık Sektörünün İklİm Değişikliğine Etkisi

Son yıllarda, havacılık endüstrisi hızla büyüdü ve hava yolculuğunu birbirine bağlı dünyamızın temeli haline getirdi. …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir