Uçuş sırasında pencereden dışarı bakarken belki de uçak pencerelerinin neden yuvarlak olduğunu
siz de düşünmüşsünüzdür. Tabii ki bunu uçmadan da dışarıdan görmek mümkün.
Evet uçak pencereleri evlerimizdeki köşeli pencerelerden farklı olarak, köşeleri yuvarlatılmış
pencerelerdir.
Yuvarlak uçak pencerelerinin estetik görünümleri aslında çok önemli bir uçuş emniyeti gerekliliğidir.
Basitçe anlatmak gerekirse uçakları havada uçuşun ortasında parçalanmaktan korumaktadır
yuvarlak pencereler.
Uzay ve uçak mühendisliği yıllar boyunca uçakları daha yüksekten ve daha hızlı uçurmak için
çalıştılar. Çünkü yüksek irtifalarda hava basıncı düşük olduğu için daha az sürüklenmeye sebep
olmakta yani daha az sürtünme ile uçaklar daha yüksekten daha süratli uçulabilmekteydi. Fakat bu
avantaj insanlar için pek uygun değildi. Çünkü 10.000 feet’i geçen irtifalarda yetersiz kabin hava
basıncı ve oksijen miktarı yüzünden ilave teçhizat kullanmayan yolcu ve pilotlar uçamazdı.
İşte bu nedenle uçağın gövdesi kabin iç basıncını destekleyecek bir silindir şeklinde geliştirilmeye
devam ederken pencereler de uçuş emniyetini artırmak için bu gelişmeden nasibini aldı. Fakat her
zamanki gibi bunun insan hayatıyla ödenen bir karşılığı vardı.
De Havilland Comet, İngiliz De Havilland şirketi tarafından “dünyanın ilk jet motorlu yolcu uçağı”
olarak tanıtılan ve ilk uçuşunu 1949 yılında ve ilk ticari uçuşunu Mayıs 1952’de yapan yolcu
uçağıdır. De Havilland 1950’lerde moda olmuştu. Basınçlandırılmış kabini ile diğer uçaklardan
daha yüksekte ve daha hızlı uçabiliyordu çünkü. Ancak uçağın pencereleri kare şeklindeydi.
Şirketin üç uçağı 1953 yılında havada parçalanarak düştü. Toplamda 43 kişi hayatını kaybetti.
Tasarımcılar kaza sebebinin köşeli pencereler olduğunu kısa sürede buldular.
Nerede bir köşe varsa orada, kabini basınçlanan bir uçakta potansiyel bir zayıf nokta mevcuttu.
Yani bu her köşeli pencerede dört adet zayıf nokta olması anlamına geliyordu. Köşeli pencereler
yüksek basınçta kolayca kırılabiliyordu.
Pencereler bükülmek (köşeleri yuvarlatılmak) sureti ile pencere üzerinde oluşan basınç sadece
köşelere değil tüm pencerelere dağıtıldı ve pencereler daha güçlü hale geldi.
Dairesel şekilli pencereler, kabin iç basıncı ve havanın dış basıncı arasındaki yüksek farka karşı
daha güçlüdür. Böylece bugün bizler uçağımız 35.000 feet (10.668 metre) irtifada süzülürken
güven içinde penceremizden dünyayı seyredebilmekteyiz.
Pencere deyip geçmeyin. İyi uçuşlar.
Aşağıda YouTube Real Engineering kanalının konu ile ilgili video klibini izleyebilirsiniz.
Aşağıda De Havilland Comet kazası ile ilgili video klibin YouTube linkini izleyebilirsiniz.
Kaptan Gökhan Karakuş