Uçan Arabalar

Neden hala uçan bir arabaya kolaylıkla sahip olamıyoruz?
Hemen hemen her gün otomobillerimiz ile bir yerlere gidip geliyoruz. Trafik sıkışıklığında şu araba uçsa da şuradan kurtulsak diye düşünmeden edemiyor insan. Sanırım pek azımız uçarak işe gidiyordur. Maalesef hala sahip olamadığımız birçok teknolojiye uçan arabalar da dâhildir.

Neden hala uçan bir arabaya kolaylıkla sahip olamıyoruz? Ünlü bir fizikçi ve bilim kurgu yazarı GREGORY BENFORD bir röportajda uçan arabaların gelişimi ile ilgili tasarım sorunlarından bahsederken şunları ifade etmiştir:
“Bir arabanın ve uçağın performansını optimize etmek yani en uygun hale getirmek istediğinizde her ikisinin de mekanik özelliklerinden oldukça uzaklaştığı ortaya çıkmıştır. Bu nedenle yaptığınız araç ne iyi bir araba ne de iyi bir uçak olabilmektedir.”

Her ne kadar bilim-kurgu filmlerinde çok şık arabalar ve bir o kadar da uçuş ve yüksek manevra kabiliyetine sahip araçlar görsek de bunlar halen geliştirilmekte olan birçok geçiş ve prototip (ilk örnek) modelin ufak rötuşlarla pervanesi veya motoru saklanmış gerçekte hangi tahrik gücü ile uçtuğu, nasıl bir uçuş kontrol sistemine sahip olduğu gizlenmiş tasarımlarıdır.

Diğer yandan günlük hayatta ise uçan araba talep eden insanlar yerde de kullanılabilen uçaklar istemediklerini, yer çekimine karşı biraz karşı koyabilecek havada uçabilen arabalar istediklerini ifade etmektedirler.

Bir görüşe göre uçan arabalar için “manyetik havalanma” iş görebilecek bir teknik olabilir. Manyetik havalanma mıknatısların aynı kutuplarının doğal olarak birbirini itmesi eğilimidir. Hâlihazırda bu sistem hızlı trenlerde kullanılmaktadır. Hatta bilinen bir araba markası jenerik “hover car konsept” reklamında da aynı prensip kullanılmıştır.

Yine bu konu ile ilgili olarak teorik fizikçi Michio Kaku “günün birinde oda sıcaklığında süper iletkenlere sahip olabilirsek araçlarımız bu iletkenler üzerinde yol alacak, manyetik alanlar üzerinde yüzebilecekler” demektedir. Yollarımız bu süper iletkenlerden yapılır ve araçlarımız üzerine konulursa aracın hareket etmesi için üflemek bile yeterli olacaktır. Bu da enerji krizinin sonu olacaktır. Çünkü hala petrolün çoğu yollardaki sürtünmeyi karşılamak için harcanmaktadır.

Diğer yandan bu teknoloji ile çalışabilecek araçları kullanabilmek için yollar üzerine manyetik güç oluşturacak ızgara şebekesi gibi çok büyük bir altyapı yatırımı gerekmektedir.

Gerçekleşmesi durumunda araçlar yerden sadece birkaç santim yüksekte hareket edebilecek, bilim kurgu filmlerindeki gibi gökyüzünde vızır vızır dolaşamayacaklardır. Hayallerimizi karşılamayan bu çözüm biraz soluk durmaktadır.

Çizgi filmlerdeki gibi araçlar yapmak için araba gibi görünen pahalı, uçmak için biraz garip, küçük uçaklar yapmak gereklidir. Ayrıca tüm sürücülerin pilot lisansı alıp almayacağı belki de alkollü uçmanın cezasının daha fazla olacağı yeni yasal düzenlemeler ve trafik kuralları gibi çalışmalar da şart olacaktır.

Tüm bunların maliyeti astronomik rakamlara çıkabilir. Kaldı ki soğuk füzyonun ve bağlı olarak yüksek ısılı süper iletkenlerin yakın zamanda icadı pek de yakın görünmemektedir.

Elbette bu arada kimse sizi uçan araba hayal etmekten ve çalışmaktan alıkoyamaz.

Literatürü şöyle bir taradığımızda karşımıza çıkan en pratik uçan araba Terrafugia isimli bir kuruluşta geliştirilmiş gibi görünmektedir.

Latince’de “dünyadan kaçmak” anlamına gelen Terrafugia kuruluşu, 2006 yılından beri karada ve havada gidebilen bir araç geliştirmek üzere çalışmaktadır.

Başlangıçta, 2 kişilik, kanatları katlanınca bir araçlık garaja sığan genel havacılık kurallarına göre uçabilen Transition (Geçiş) modelini yapmışlar. İlk olarak 2009 yılında bu modeli uçurmuşlar 2013 baharında ise 4 kişilik, dikey kalkış ve iniş yapabilen hibrid elektrikli Transformer-X anlamına gelen TF-X modelini hayata geçirmişler.

Transition (geçiş) modeli, glas kokpit aviyonik, karbon fiber malzeme, yerde araba direksiyonu havada uçuş kumandası olarak kullanılan yenilikçi mekanizma ile desteklenmiş, kurşunsuz benzinle çalışarak aynı zamanda pervaneyi de çeviren bir motor ile katlanabilir kanatlara sahiptir.

TF-X modeli ise geçiş modeline göre daha fazla özelliklere hızla geliştirilmiş hatta emniyet yönüne ilavelerle insan taşımaya daha uygun hale gelmiştir.

TF-X modeline kısaca bir göz atarsak şu özellikleri görmekteyiz:
· Emniyet adına diğer trafiklerden kaçınma özelliği aynı zamanda kötü havadan kaçınma imkânı sağlanmış.
· Aracın tamamının acil durumda yere güvenle inebilmesi için paraşüt sistemi ile yedeklenmiş.
· Kullanıcısının geç tepki vermesinden bir sağlık sorunu algılayarak aracı en yakın meydan otomatik olarak indirme özelliği.
· 4 kişilik oturma kapasitesi ile durmaksızın 500 mil uçuş menzili.
· 100 feet yaklaşık 30 metre çapında bir bölgeden dikey olarak kalkış yapabilmesi.
· Bataryasının yani aküsünün hem harici güç ile hem de kendi motoru ile şarj edilebilmesi.
· Otomatik pilotlar iniş yapabilmesi.
· Seçilen kalkış, gidiş ve yedek meydana göre mevcut enerjisinin yetmeyeceği durumlarda kalkışa müsaade etmemesi.
· Yedek meydanda inişe uygun olmayan hava durumu veya pist kapalılığı durumunda ikaz etmesi.

Tüm bu özelliklere sahip uçan arabanın fiyatının, şimdiden siparişleri verilen 2015 teslimat tarihine yakın bir zamanda netleşeceği kaba bir tahminle üst sınıf lüks araçlara yakın bir fiyatının olacağı ifade edilmektedir.

Çeviren/Derleyen: Kaptan Pilot Gökhan KARAKUŞ,
Kaynaklar:
http://www.popularmechanics.com/…/why-dont-we-have-flying-c…
http://www.terrafugia.com/aircraft/transition